DÜNYADAKİ TÜRK TOPLULUKLARI -2
Moğolistan Türkleri


Moğalistan Çin egemenliğinde uzun bir sıire yaşadıktan sonra 1924'te "Moğolistan Halk Cumhuriyeti" olarak kurulmuştur. Mogolistan* Türklerin tarihinde ve geçmişinde önemli yer tutmuş ve ilk Anayurtlarının bir parçası olmuştur. Ayrıca Türklerin ilk bilinen yazılı metinleri Orhun Yazıtları (Kitabeleri) ve Yenisey Nehri kıyısındaki Kırgızların mezar kitabeleri 731-732 bu bölgededir. Bu anıtlar Bilge Kağan ile Kültiğin adına dikilmiş Yuluğ Tiğin tarafından yazılmıştır. Türklerin birleşik Hanlığı Moğolistanda 546 da Orhon Nehri kıyısında kurulmuştur. Bölge 840'ta Uygur Türkleri'nin egemenliğine geçmiştir. Moğol îınparatorluğunun çökmesi sonucu Uygur Türkleri'nin topraklan 1644-'ten 1911'e kadar Mançu Hanedanı'nın egemenliğine geçmiş ve burada Kazak* Urianhay vr Hoton boyları arasında yedi Türk toplumıı yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Ayrıca bölgede Özbek ve Uygurlar da az sayıda bulunmaktadır.

Bugün Moğolistan Halk Cumhuriyeti içinde 152.000 kadar Türk Halkları oldugu tahmin edilmektedir.
120.000 Kazak* 26.000 Urianhay* 6.000 Hoton* Türk dili konuşan ve Türk kökenli hane halklarıdır.

Türk Halkları çoğunlukla ülkenin Kuzey ve Kuzeybatısında yaşamaktadırlar* Moğolistan Anayasasının ırk* cins* milliyet* din gözetilmeksizin eşit haklar verdiği sanılmaktadır. Ve Moğol Anayasası'nda Türklere siyasal* ekonomik* sosyal halkların verildiği yazılmaktadır. Hatta Sovyet Kazakistan'ından buraya öğretmen* doktor* getirildiği kaynaklarca doğrulanmaktadır.

Bu bölgede ki Kazaklar hayvancılıkla uğraşmakta ve çiftçilik yapmaktadırlar. Bölgedeki Kazaklar milli kültürlerini korumaya büyük çaba göstermişlerdir.
Moğolca konuşan ve Altay dağlarında yaşayan Urihanhay'lar ve Hotonlar. hayvancılık ve avcılıkla geçimlerini sağlarlar.

Moğolistan'da 14 yaşına kadar eğitim zorunludur. 11 yıllık tarım ve sanayi okulları vardır. Okullarda Kazak programları * Moğol programlarının yanında uygulanmaktadır.

1986 verilerine göre Kazak bölgesinde dokuz ilkokul* onaltı ortaokul* bir de öğretmenokulu'nun olduğu kaynaklarca doğrulanmaktadır. Buradaki öğrenciler genellikle Kazakistan Cumhuriyeti Üniversitelerine* Alma-Ata'daki teknik okullara gitmektedirler.

Moğalistan'da din ve devlet işleri ayrı olup herkesin ibadet özgürlüğü bulunmaktadır. Türk halklarına ait camiler bulunduğu gibi Şamanizm ve Ataizm izlerine de rastlanmaktadır.

Eğitimde Kiril Alfabesi'ni kullanmaktadırlar.
Nogay Türkleri
Nüfus
: 1.030.000

Bulundukları başlıca şehirler :
Rusya Federasyonuna bağlı Astarhan* Terek* Kızılyar * Açıkulak* Perekop* Çelyabinsk j Bulgaristan'ln Şumnu* Dobruca ve Türkiye'nin Ankara -Polatlı * Şereflikoçhisar * Konya-Kulu * İstanbul* osmaniye* Adana* Çorum* Eskişehir * Bursa* Kütahya Gaziantep* Isparta-Senirkent şehirlerinde yaşamaktadırlar .

Siyasi ve idari konumları : Bulundukları ülkenin idari yapısına uymaktadırlar .

TARİHÇE

Türk tarihinde Nogay sözüne ilk olarak Altınordu devletinde rastlanır. Nogay Han * üstün kabiliyeti * büyük teşkilatçılığı sayesinde Altınordu devletinin en yüksek mevkilerine çıkar. Nogay Han'a tabi olan Türk toplulukları onun adını almışlardır. Nogaylar* 13. yüzyıla kadar* Deşt-i Kıpçak'ta ( Kıpçak çölünde ) göçebe hayatı .yaşadılar. Birleşik bir hayat süren Nogaylar çeşitli sebeplerden dolayı daha
sonra dağıldılar. Bir kısmı mekan değiştirirken kalabalık bir kısmı diğer Türk boyları arasında eridiler.

BUGÜNKÜ DURUM

Erimeden günümüze kadar kalan Nogaylar ; Hazar bozkırında* Kuzey Kafkasya'da* Kırım'da * idii-Ural havzasında * Batı Türkistan'da ve Litvanya'da * Dobruca'da* Deliorman bölgesinde ve Türkiye'de yaşamaktadırlar.

1) Hazar Bozkırı Nogayları :

Aşağı itil'in geniş deltasında Astarhan çevresindeki köy ve kasabalarda* Kalmukya'nın güney kesimine düşen Kuma çayının
kuzey yöresinde bulunurlar. Kendi ağızlarını unuttukları için Kazanlı diye de adlandırılırlar. Buradaki başlıca toplulukları 11 Kara ağaçlar ( Karagaş) 11 ve Kundurlardır.

2) Kuzey Kafkasya Nogayları :

Kafkasya'da beş bölgede yer alırlar. Dağıstan'ın Kuma ile Terek akarsuları arasında kendi adlarıyla anılan bozkırda * özellikle Kızılyar yöresinde * Hasavyurt ve Açıkulak kazalarında kalabalık bir topluluk halinde bulunurlar.

3) Kırım Nogayları :

Nogaylar Kırım yarımadasının kuzeyindeki ovalık alan ile dağlık kesimin kuzey eteklerinde* Perekop kasabası çevresinde * kuzeydoğuda Azak denizine dökülen çaylar ( Tolmak* Bedri vb. ) boyunda yaşamaktadırlar.

4) İdil-Ural Havzası Nogayları :

Burada Tatarlar arasındaki ** Nogaylar'' ( Nagaybaklar )* küçük bir etnik topluluktur. Günümüzde Başkurdistan'da ve Başkurdistan'ın kuzeydoğu komşusu Çelyabinsk vilayetinin Yukarı Ural çevresinde yaşamaktadırlar. Nogaybaklar* Kuzey ( Kıpçak ) Türkçesinin Başkurt unsurlarının da karıştığı Tatar ağzıyla konuşurlar. Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebindendirler. Başkurdistan'daki Nogaylar* Kuzey Türkçesi'nin Başkurt ağzıyla konuşurlar.

5) Batı Türkistan ( Kazakistan ) Nogayları :

Bu büyük bölgenin Kazaklar arasındaki Nogaylar'ı* onların boy düzeninde * Orta ve Kiçi ( Küçük ) cüzlerde bulur)urlar. Orta cüzdekiler* şecereye göre * Kongırat kolunun Camanbay'ından gelirler. Buradaki Nogay'dan da Satıbaldı* Tokas* Şahan uruk- Iarının ataları çıkmıştır. Kazakistan'daki Nogay obaları* şimdi Kızılorda .tümeninin Canga-Korgan yöresinde yaşamaktadırlar. Hepsi Kuzey Türkçesinin Kazak ağzıyla konuşurlar.

6) Kırgızistan Nogayları :

Kırgızlar arasındaki boy düzeninde Ön-Kol'a bağlı Çirik boyunun ** Nogay'' adlı bir oymağı vardır. Onlar* Kuzey Türkçesi'nin Kırgız ağzıyla konuşurlar.

7) litvanya Nogayları :

Polonya'nın kuzeyinde ve Baltık denizinin doğu yanında yer alan bölgede yaşarlar. Nogaylar'a ''Litvanya Tatarlar''ı da
denir.Buradaki Nogaylar sadece dinlerini (İslam'l) muhafaza edebilmişlerdir.

8) Romanya Nogayları :

Yüzyıllarca önce* Karadeniz'in batı kıyılarına göçmüş bulunan Nogaylar*çağımızda Tuna ırmağı deltasının sağ yöresindeki Dobruca bölgesinde ( Köstence ili ) dağınık olarak yaşarlar




9) Bulgaristan Nogayları :

Tuna'nın güneyindeki Deliorman bölgesinde *Şumnu (Kolarovgrad ) çevresindeki köylerinde yaşarlar.

10) Türkiye Nogayları :

iki yüzyıl önce Türkiye'ye gelmiş Nogaylar'ın ÇOğU Orta Anadolu'ya yerleştirildiler. Bugün Nogaylar * Ankara'nın Polatlı ve Şere- flikoçhisar ilçelerinin bazı köylerinde* Konya'nın Kulu ilçesinin bazı köylerinde* İstanbul* Osmaniye* Adana* Çorum* Eskişehir* Bursa* Kütahya* Gaziantep ve Isparta'nın Senirkent ilçesinde yaşamaktadırlar.

NOGAYLILARIN NÜFUS DURUMU
Hazar Bozkırı 135.000
Dağıstan 147.000
Stavropol 163.000
çeçen-inguş 125.000
Karaçay-Çerkez 35.000
Azak Doğusu 170.000
Litvanya 15.000
Dobruca 90.000
Türkiye 150.000

Toplam 1.030.000 







Kumuk Türkleri
 
Yrd. Doç Dr. Çetin PEKACAR
 
(NOT: Bu yazı Yeni Türkiye -Türk Dünyası Özel Sayısında yayımlanmıştır: Cilt: II-* Sayı: 16* Yıl: 3* Temmuz-Ağustos 1997* s. 2062-2066)



Tarihçe

Kumuk Türkleri* bugün büyük çoğunluğu (1992 tahminine göre 250000 kişi) Rusya Federasyonuna bağlı Dağıstan Özerk Cumhuriyetinde* geriye kalan kısmı (yaklaşık 50000 kişi) Çeçen ve Osetya Özerk Cumhuriyetlerinde yaşayan* Azerbaycan Türklerinden sonra Kafkaslardaki en kalabalık Türk kavmidir. Kumukların bir kısmı* Çarlık Rusyasının Kuzey Kafkasya'yı istilâsı yıllarında ve bilhassa Şeyh Şamil'in esir düşmesinden sonra Osmanlı Devletine sığınmışlardır. Bunlar hâlen belli başlı olarak Tokat'ın Üçgözen ve Kuşoturağı* Sivas'ın Yavu köyünde yaşamaktadırlar.
Kumuk Türkleri Kuzey Kafkasya'daki Kumuk ovasının ve Dağıstan'ın dağlık kesiminin yerli halklarındandır. Etnik bakımdan Kıpçak ve Oğuz boylarının bu sahada kaynaşmasından meydana geldikleri ileri sürülen Kumuk Türklerinin dillerindeki Kıpçak ve Oğuz grubu özellikleri bu görüşü desteklemektedir.
Kumuk adının geçtiği en eski kaynak* Mahmud Kâşgarî 'nin Divânü Lûgati't-Türk adlı eseridir. Mahmud Kâşgarî * Kumuk kelimesinin karşılığı olarak "Bir zaman yanında bulunduğum Beylerden birinin adı"; kumuk karşılığı olarak "At gübresi. Başka gübreye bu ad verilmez."; kumukla- karşılığında ise " kumukladı: 'at kumukladı= at pisledi* tersledi'. Bir kimseyi 'Kumuk' boyuna nispet edersen yine böyle denir. Bu* bir adamın adıdır." bilgilerini vermektedir. Bu kelimelerin "at gübresi" ve "atın terslemesi" gibi sözlük manaları bir yana bırakılacak olursa açıkça anlaşılıyor ki Kumuk Türkleri* daha XI. yüzyılda kendi adlarıyla tarih sahnesindedirler.
Kumukların ülkesi VII. yüzyıldan itibaren Hazar Devletinin sınırları içine alınmıştır. Bugün Kumuk bilim adamları da Kumukları* Hazar Devletinin kurucuları olarak göstermektedirler. Hazar Devletinin son başkenti Semender* Kumuk ülkesi sınırları içindeydi. Kumuklar arasında yayılmış olan "Anci-name"* "Derbent-name"* "Karabudaxkent-name" adlı tarihî âbideler* Hazar Devleti devrinden bahseder. Hattâ* Hazarlar arasında yaşamış olan Ebu Hamid el-Garnati'nin tespit ettiği ve Hazar sözü dediği bütün kelimeler bugün Kumuk Türklerince kullanılmaktadır.
Zeki Velidi Toğan'ın verdiği bilgilere göre Kumuklar* Oğuz destanının Müneccimbaşı tarafından istifade olunan bir rivayetinde* Oğuz Han zamanında Derbent'in muhafazasıyla memur edilen Kıpçakların bir boyu olarak zikredilmiştir. Toğan'a göre* Azerbaycan ile Derbent Arapların idaresinde iken de Kumukların burada bulundukları* Tarih al-Bab va'l-Abvab'dan anlaşılmaktadır.
Dağıstanlı Kumuk âlimlerinden S. M. Aliyev* M. R. Mahammadov'dan; Dağıstan'ı Arapların işgal etmesiyle Hazarların İdil boyuna çekilmelerinden sonra Hazar denizi kıyısında ve Temirkazık Dağıstan'da liderlik rolünün Kumuklara geçtiğini naklediyor ve bu bilginin birinci kısmına katıldığını belirtiyor; fakat onun Kumukları Hazarlardan ayrı göstermesine karşı çıkıyor. Aliyev'in fikrince Hazarlar ile Kumuklar* tarihî bakımdan da* kültürel bakımdan da aynı kavimdir.
Tarihî durumları ve menşe'leri hakkında pek çok faraziye ileri sürülen ve hattâ ekseriya Sovyet antropologları tarafından olmak üzere bazı Kafkas kavimlerinin Türkleşmesi sonucu meydana geldikleri dahi söylenen Kumukların; dil* edebiyat* din* yaşayış tarzı* örf ve âdetler ve diğer kültür unsurları bakımından ele alındılarında ve yukarıda özetlenen tarihî verilerin ışığında bakıldığında* gerçek bir Türk kavmi olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.
Hazar Devletinin yıkılmasından sonra Kumuk Türklerinin kurdukları ilk müstakil teşkilat* 1578'de Sultan But'un kurduğu ve tamamıyla millî bir Kumuk beyliği hüviyetinde olan emarettir. Bu beyliğin Dağıstan'ın en kuzeyinde yer alması sebebiyle* Kazan ile Astırhan hanlıklarının yıkılmasından sonra daha güneye inme imkânı bulan Ruslarla Kumuklar karşı karşıya gelmiş oldu. Kumuk Türkleri* 1594 yılından itibaren başlayan Rus saldırılarına ve işgal hareketlerine karşı* diğer Müslüman Kafkas kavimleriyle birlikte XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar kahramanca mukavemet ettiler. AncakRuslara karşı sürdürülen mücadelenin son bayraktarı Şeyh Şamil'in 1859'da esir edilmesiyle Dağıstan ve diğer Kafkas bölgeleri hızla Rusların eline geçmeye başladı. Zaten yüzyıllar süren savaşlar Kumukları ve diğer Kafkas kavimlerini bîtab düşürmüştü. Böylece Ruslar 1867'ye kadar bütün Kafkasya'yı istilâ ettiler.
Rus Çarlığının 1917'de yıkılması sırasında Rusya'da meydana gelen iç karışıklıkta hürriyet ve istiklâlleri için ayaklanan Kuzey Kafkasya Türk ve Müslüman camiası içinde Kumuklar yine ön safta yer alırlar. Osmanlı devletinin de desteğiyle Dağıstan* 11 Mayıs 1918'de Dağıstan ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti adı altında bağımsızlığını ilân etti. Kuzey Kafkasya kabilelerinin bu sırada yapılan millî kurultaylarında Kumuk Türkçesinin* yalnız Dağıstan için değil* bütün Kuzey Kafkasya için birleştirici* müşterek bir dil olarak kabul edildiğini de bu arada vurgulamak isteriz. Dağıstan ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti henüz toparlanamadan Mondros Mütarekesinin imzalanması sonucu Osmanlı Ordusu Kafkasya'yı tahliye edince* Dağıstan Kızılordu'nun istilâsına uğradı. 20 Ocak 1921'de Rusya Federatif S.S.C.'ne tâbi Dağıstan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. 1936 Sovyet Anayasası* Kafkasya'nın etnik çeşitliliğini yansıtmayan bir siyasî ve idarî bölümlenmeyi belirledi. Bu bölümleme sonucunda Kumuk Türklerinin büyük bir kısmı Dağıstan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinde* bir kısmı da Çeçen ve Osetya bölgelerinde kalmış oldu. Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Dağıstan* Rusya Federasyonuna bağlı bir özerk cumhuriyet hâline geldi.

Din
Bugünkü Dağıstan'da Kumuk Türkleriyle birlikte büyük bir çoğunluğu Sünnî Müslüman olan otuz civarında etnik grup yaşamaktadır. Bölgede özellikle XVIII. yüzyıldan itibaren Nakşibendî tarikatı büyük bir nüfuz kazanmış ve Ruslara karşı yürütülen cihad hareketlerini organize ederek prestij sağlamıştır. Dağıstan halkı dinine bağlı olup ilme önem vermiş ve hemen her köyde bir medrese yaptırmıştır. 1913'te Dağıstan'da 360'ı ulucami olmak üzere 2060 cami vardı. Günümüzde Kumuklar* dinlerini yeniden öğrenme seferberliği başlatmışlardır. Bu yolda gerçekleştirilen faaliyetlere örnek olarak Kuran'ın Kumuk Türkçesine yapılan tercümesinin Tangçolpan dergisinin 1992 yılı 3. sayısından itibaren tefrika edilmekte oluşunu gösterebiliriz. Ayrıca yine aynı dergide Hazreti Peygamber'in hadisleri de Kumuk Türkçesiyle yayınlanmaktadır.



Dağıstan'ın başkenti Mahaçkala'da Türkiye Türklerinin 1990'larda yaptırdığı
Yusuf Bey Camii.


Dil ve Edebiyat
Kumuk edebiyat tarihçileri* Kumuk edebiyatının XV. yüzyılda yaşamış olan şair Ummu Kamal (Ümmî Kemal) ile başladığını* o devre kadar ise Kumukların edebiyatının Umumî Türk Edebiyatı ile birlikte mütalâa edilmesi gerektiğini söylerler. Osmanlı devletine de gelen Ummu Kamal* eserlerini Kumuk Türkçesiyle değil* Osmanlı Türkçesiyle yazmıştır. Osmanlı Türkçesi* ünlü Kumuk şairi Yırçı Kazak'a kadar Kumukların yazı dili olmuştur. Bu devirde yetişen Kumuk şairleri arasında Amanhor (1670-1706)* Miskin Halimat (XVIII. yüzyıl) ve Kakaşuralı Abdurahman (XVIII. yüzyılın sonu- 1870) sayılabilir.
Yırçı Kazak (1830-1879)* Yeni Kumuk Edebiyatının temelini atmıştır. Kumuk Türkleri arasında geniş bir şöhrete sahip olan Yırçı Kazak* şiirlerinde hak* doğruluk* yiğitlik* aşk gibi temaları işlemiş* bu arada halkı ezen beyleri de hicvetmekten geri kalmamıştır.
Başka kayda değer bir Kumuk şairi ve din âlimi Abusupiyan Akayev (1870-1931)'dir. Akayev* şiirler yanında dinî eserler de yazmıştır. Kumuk bilim adamlarından Hasan Orazayev* onun Payxamarnı Yolu Bulan (Peygamberin yoluyla) adlı eserini Mahaçkala'da* 1993 yılında yayımlamış bulunuyor. Orazayev* bu kitapta Akayev'in sosyal* politik konulardaki makalelerini; kitaplarına yazdığı önsözlerini* mektuplarını* çeşitli şiirlerini* dinî konulu yazılarını bir araya getirmiş.
Kumuk edebiyatı son zamanlarda çeşitli nevilerde ilerleme göstermeye başlamış olup pek çok şair* edip* hikâyeci ve romancı yetişmiştir.
Bir edebiyat ve sanat dergisi olan Tangçolpan* 1917 yılından beri yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan şiirler* hikâyeler ve çeşitli sanat yazıları* Kumuk edebiyatının gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Yine 1917 yılında çıkarılmaya başlanan Yoldaş gazetesi de* normal gazete işlevinin yanında edebî gelişmeye hizmette bulunmaya devam ediyor.
Kumuk halk edebiyatı zengin mahsulleriyle nesilden nesile geçerek halk hafızasında canlı bir şekilde yaşamaktadır. Bu mahsuller arasında yır adı verilen destanî mahiyetteki şiirler önemli bir yer tutar. Yırlar* hem edebî zevke hitap eden hem de öğretici nitelikli şiirlerdir. En tanınmış yır şairi* yukarıda sözü edilen Yırçı Kazak'tır. İkinci önemli nazım şekli sarın denilen dörtlüklerdir. Sarınlar* bizdeki mani türünün karşılığı olup düğün ve eğlencelerde veya münasip bulunan her fırsatta irticalen veya ezberden söylenir.
Kumukların zengin bir atalar sözü ve deyimler hazinesi vardır. Çeşitli kaynaklarda bunlardan binlercesi tespit edilmiş bulunmaktadır.
Kumuk halk edebiyatı mahsullerini derlemeğe ilk teşebbüs eden kişinin* kendisi de Kumuk Türkü olan şair ve mütercim Mehmed Efendi Osman (doğumu: 1843) olduğu kabul edilmektedir. Meşhur Altayist G. J. Ramsted de Kumukça üzrende çalışmış ve 1904 yılının son aylarında bizzat geldiği o zamanki Xasavyurt'a bağlı Yaxsay köyünde Kumukların dili* edebiyatı ve şifahî halk edebiyatı mahsullerinin zenginliğini incelemiş* bir çok metinler derlemiştir. Ramsted'in asıl maksadı* Kumuk Türkçesinin Kuzey Kafkasya'da geniş bir yayılma alanı bulmasının ve başka yerli halkların da bu şiveyi kullanmasının sebebini araştırmak olmuştur. Bazı sebeplerle uzun yıllar yayımlanamamış olan bu materyalleri* Emine Gürsoy Naskali İngilizce tercümeleriyle birlikte bir kitap hâlinde l991 yılında Helsinki'de yayımlamıştır.
Kumuk Türkçesinin Türk lehçelerinin hangi grubuna dahil olduğu konusunda Türkologlar çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Görüşlerdeki ayrılık* bu lehçenin alt gruplardan hangisine girdiği noktasında toplanmaktadır; yoksa hepsinin ittifak ettikleri gibi Kumuk Türkçesi* temel olarak Kuzey-Batı (Kıpçak) grubuna dahildir. Ancak coğrafî konum ve sıkı münasebetlerin bir neticesi olarak Güney grubundaki Azerbaycan Türkçesine doğru yakınlık ve benzerlik gösteren bazı özellikleri de vardır. Ses bilgisi bakımından en önemli benzerlik olarak kelime başında Kuzey-Batı grubundaki k ünsüzüne karşılık Kumuk Türkçesinde* Güney grubunda olduğu gibi g bulunması (meselâ: gişi "kişi"* gel- "gelmek"* gör- "görmek" v.b. gibi) ve şekil bilgisi bakımından ise gelecek zaman eki olarak -(a)caq /-(e)cek (ancak bu çekimde de olduğu gibi Teklik ve çokluk I. şahıs ve çokluk 2. şahıs ekleri Azerbaycan Türkçesindekinden farklıdır: Kum. gelecekmen "geleceğim" = Az. geleceyem; Kum. gelecekbiz "geleceğiz" = Az. geleceyik; Kum. geleceksiz "geleceksiniz" = Az. geleceksiniz gibi) eklerinin kullanılması gösterilebilir.
1928 yılına kadar Arap alfabesini kullanan Kumuk Türkleri* bu tarihte Latin harfleri esas alınarak hazırlanan yeni bir alfabe kabul ettiler. 1938'de ise onlara diğer Sovyet cumhuriyetlerinde olduğu gibi kiril esaslı bir alfabe kabul ettirildi. Hâlen kullanılmakta olan bu alfabe* Kiril esaslı alfabeler içerisinde en kullanışsız ve karmaşık olanlardandır. Bu konuda bir fikir vermek gerekirse Ю; harfi* kelime ve hece başında hem yu* hem de ses grubunu temsil edebiliyor. İçerisinde kalın k veya g ünsüzleri bulunmayan Ю;З; =yüz "yüz" gibi kelimelerde* bu yüzden okuma güçlükleri baş gösteriyor. Üstelik aynı Ю; harfi* ince sıradan kelimelerde "ü" ünlüsünü karşılamak için de kullanılıyor. Benzer durum Ё; harfi için de geçerlidir.
Töbenkazanış köyünde bir Kumuk evinin abzarından (avlu) görüntü.
Bu ev örnek ev değil; hemen hemen bütün Kumuk evleri burada gördüğünüz gibi.

Kumuk Türklerinin halk hareketi: Tenglik
Kumuk Türkleri 1989 yılında siyasî mahiyette* millî bir teşkilat olan Tenglik hareketini kurdular. Teşkilatın maksatları; Kumukların kültürel* siyasî * ekonomik ve temel insanî haklarını savunmak* bu ve benzeri alanlardaki meselelerinin halledilmesi için teşebbüslerde bulunmak olarak özetlenebilir. Tenglik hareketinin 1990 yılında çıkan 1 numaralı bülteninin 1. sayfasında yer alan ve Kumuk şairi Z. Batırmurzayev'e ait olan şu dörtlükler* Kumuk Türklerini millî uyanışta geç kalmamaları hususunda uyarıcı mahiyette olması bakımından Tenglik hareketinin anafikrini de seslendirmektedir:

KUMUK TÜRKÇESİ İLE

Tuwdu Çolpan* tang bilindi*
Boldu uyanma zaman
Şawla aldı dünya yüzün
Yuhlağanımız taman.

Gözüng aç* dört yakğa qara!
Getdi kerwan erterek.
Biz geçigip kalğanbız*
Enni hozğalma gerek.


TÜRKİYE TÜRKÇESİ İLE

Doğdu Çolpan* sabah bilindi*
Uyanma zamanı geldi.
Işık aldı dünya yüzünü
Uyuduğumuz yeter.

Gözünü aç* dört yana bak!
Gitti kervan erkenden.
Biz gecikip kaldık*
Artık harekete geçmek gerek.
__________________

İran'da Türkler

Iran'ın bılınen ataları Pers* Furus* Fars ve Parsovalılardır Türk düşmanı Firdevdevsi ünlü destanı "Şehname de" ve 10 yy. da ÎRAN-TURAN savaşlannı anlatarak* bölgedeki Türk varlığına değinir.

XI. yy. ilk yarısından itibaren "Yıva" boyundan kalabalık Türk-menler îran da göriilür. XII. yy. da ise Solgurların yanısıra Avşarlar Huzistanda ortaya çıkarlar.
15 yy. dan sonra ise bu topraklarda yoğun biçimde Türk Savaşçıları Gazneliler* Selçuklular* sayısız Türk boyları Orta A.sya'dan Ortadoğu'ya ve îran'a akın akın gelirler. İran'a gelen Türkler iseGüney Azerbaycan'a yerleşirler. Dil olarak Batıoğuzca'yı kullanmışlar* Arap alfebesiyle yazmışlardır. Ancak 1925-1979 arası Pehleviler döneminde (Rıza Şah ve Oğlu) Türklere Zorla Farsça öğretmek istemişler ve Azeri dilini yasaklanmışlardır. İran'daki Türk halkları Azeriler* Şahsevenler* Karapapaklar* Kayralar* Kaşkaylar* Türkmenler* Hamseler* Karapapalılar* Karadağlılar* Şatrunlular* Geymikler* Delikanlılar* Beybağlılar* Bocağcılat* Halaçlar* Karayılar* Timurtaşlar ve Avşarlardır. Bütün bu halkların sayısı İran nüfusunun 0'u kadarını oluşturmaktadır. Türk Halkları Tebriz* Urmiye. Dizaiyye ve Erbil'de dir. İran'daki Türk kadınları ev işleriyle uğraşır. Erkekleri ise işçi ve memurdur.

Türklerin yoğun olduğu Tebriz önemli bir ticaret merkezi ve İran'ın dördüncü büyük kentidir.

İran Türkleri şiidirler ve dini inançları halkın yaşamında önemlidir.
Şurası bir gerçektir ki tarih boyunca "İran" Doğu Türklüğü ile Batı Türklüğü arasında bir duvar ve engel oluşturmaktadır.

Irak Türkmenleri



Nüfus : 2.500.000

Bulunduklatı başlıca şehirler : Musul* Kerkük* Erbil* Süleymaniye
İlk göç : 11. -12.yüzyıllar
Bölgedeki Türk toplulukları : Irak Türkmenleri
Siyasi ve idari konumları : Irak Türkmenleri genellikle Kuzey Irak bölgesinde yaşamaktadırlar .Bölge şu anda siyasi açıdan çok başlılık gösterdiğinden* Türkmenler bu duruma göre önlemlerini almışlar ve bir çok siyasi teşekkül oluşturarak milli varlıklarını güvence altına almaya çalışmışlardır .Ancak bütün bunlara rağmen Türkiye'nin her açıdan desteğine ihtiyaçları bulunmaktadır .




TARİHÇE


Irak Osmanlı idaresinde iken üç vilayetten oluşmaktaydı. Basra ve Bağdat vilayetlerinin yanı sıra günümüze kadar sorunlarla dolu olan ve bugün Kuzey ırak olarak bilinen Musul vilayetinden meydana gelmekte idi. Başta petrol olmak üzere bir çok zenginliklere ve çok önemli bir jeostratejik konuma sahip olan Musul vilayeti * merkezi Musul olmak olmak üzere Kerkük ve Süleymaniye sancaklarından oluşmaktaydı. Lozan Anlaşmasında Musul vilayetinin lrak veya Türkiye içinde kalması mese- Iesi çözüme bağlanmadığı için Cemiyet-i Akvam yoluyla halledilmesine gidilmiş ve Musul vilayetinin tamamı Irak’a bağlanmıştır. Türkiye hükümeti bu olayı J 5 Haziran 1926 tarihinde Irak hükümeti ile yapmış olduğu Ankara anlaşmasıyla kabul etmiştir. Ülkede Türkmen varlığını yok etmek için uygulanan yoğun Araplaştırma poli- tikaları son zamanlarda etnik temizlik boyutuna varmıştır. Kerkük'ten uzak- Iaştırılan Türkmenlerin sayısı son bir yılda 1 000 aileyi aşmıştır. Bunların yerine
Arap aileler yerleştirilmektedir. Türkmenleri göç ettirme ve yerlerine Arapları yerleştirme politikası eski bir politikadır ve Irak yönetimi tarafından yaklaşık 20 yıldır yürütülmektedir. Ancak geçen yıldan buyana bu uygulama iktidard- aki Baas partisi tarafından etnik temizlik boyutuna ulaştırılmıştır. Türkmen Siyasi Hareketi 1970'Ierde büyük gelişme gösterdi .Bilinçlenme süreci bu dönemde hız kazandı .Yine bu dönemde Türkiye'ye tahsil için gelen öğrenci sayısında dikkat çekici bir artma görülmüştür. Bunda refah seviyesinin yükselmesinin büyük payı vardır.1970'lerin başında Türkiye'ye
tahsil için gelen Türkmen öğrenci sayısı 10-15 iken bu sayı 1975'te 80'in üzer- ine çıkmıştır. 1976 ve 1977 yıllarında ise sayı katlanarak yükselmiştir.1978 yılında Irak yönetimi Türkiye'de öğrencilerin tahsil yapmalarını ani bir kararla yasakladı. Türkmen öğrenciler eski sosyalist ülkelere tahsil için gitmeye teşvik edildi. 1960 yılında kurulan Türkmen Kardeşlik Ocağı bir yandan kulüp hüviyetinde faaliyet gösterirken* diğer yandan Türkmen toplumunun kültürel ve sosyal ihtiyaçlarını da karşıladı. 1977'de başlayan Baas saldırganlığından nasibini alan yöneticiler* önce görevden uzaklaştırıldı. 1979 yılında ise tutuk- Iandılar ve 1980'de idam edildiler. idamlara tepki olarak 1980'de Navzang böl- gesine askeri karargah kuruldu. Örgüt Irak Türklerinin deklare edilmiş ilk siyasi organizasyonu özelliğini taşımaktadır. 1983'te bir araya gelen Irak'ın siyasi kuruluşları* örgütün ısrarlı tutumu karşısında ilk defa Türkmen haklarını .kabul ederek sonuç bildirisine yazmışlardır. Siyasi konjonktürün değişmesi nedeniyle 1985 tarihinde örgüt faaliyetleri donduruldu. 1988 yılında Irak Milli Türkmen Partisi kuruldu. Parti Bağdat rejiminin baskıcı* acımasız politikalarını dikkate alarak kendini Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesinden sonra 1991 'de deklare etti. Irak Milli Türkmen Partisi'nin deneyimli ve idealist yöneticilerinin çabaları neticesinde dünya*Türkmen varlığından haberdar oldu. IMTP yönetici- Ieri Riyad* Beyrut * Londra ve ABD’de yapılan toplantılara iştirak ettiler. ABD * İngiltere gibi Irak sorunu ile yakından alakalı devletlerin başkentlerini ziyaret ederek görüşmelerde bulundular. Avrupa Parlamentosu gibi önemli mah- fellerde Kürtlerle eşit temsil edilmeyi başardılar.

SİYASİ YAPILANMA


Son yıllarda bölgedeki gelişmelere paralel olarak Irak Milli Türkmen Partisi
Kuzey Irak'ta Radyo- TV* Matbaa* Basın Yayın Kuruluşu ve en önemlisi Türkçe eğitim veren okullar açtı. Bunun yanı sıra silahlı kuvvet çekirdeği olacak 350 kişilik bir koruma birliği oluşturdu. Türkmen parti ve kuruluşlarını tek çatı altında toplamak amacı ile Ekim 1994'te Türkmen Cephesi kuruluş çalışmaları başlatıldı. 23 Nisan 1995'te Irak Türkmen Cephesinin kurulduğu resmen ilan edildi. 4-7 Ekim 1997'de Erbil 1. Türkmen kurultayı toplanmıştır. Kurultaya Avrupa* ABD* Avustralya'da bulunan Türkmen derneklerinin temsilcileri de katılmıştır.

Başkurt Türkleri



Başkurt Türkleri 9. yüzyıldan beri İdil-Ural bölgesinin Başkurdistan denen kesiminde yaşamaktadırlar. 10. yüzyılda İslamiyet’e girmeye başlayan Başkurtlar* 13. yüzyılda Altınordu’ya tâbi olmuşlar* 15. yüzyıldan 16. yüzyılın ortalarına kadar da Kazan Hanlığına bağlı kalmışlardır. 1552’de Kazan Hanlığı Rusların işgaline uğrayınca Tatar Türkleri ile birlikte Başkurt Türkleri de Rus hâkimiyeti altına girmiştir. Ruslar 16. yüzyıldan itibaren Tatar ve Başkurt Türklerine yoğun bir şekilde göç ve misyonerlik politikası uygulamışlardır. Rusya’yı en çok uğraştıran İdil-Ural Türkleri* Çarlık Rusyası’nın emperalist emellerine ve Ortodoks kilisesinin misyonerlik faaliyetlerine karşı yüzyıllarca direnmişlerdir.

1905 ihtilâli ve 1917 Sovyet devrimi* çarlığın bu politikaları sebebiyle Başkurt ve Tatar aydınları tarafından desteklenmiştir. Başlangıçta birlikte hareket eden Tatar ve Başkurt Türkleri arasında ileride çekişmeye varan sorunlar yaşanmıştır. I. ve II. Başkurt Kongrelerinin ardından bu ayrılık iyice belirginleşmiş ve Kasım 1917’de Başkurdistan’ın özerkliği ilân edilmiştir. 1918 yılında Başkurt yöneticileri yeni Sovyet yöneticileri ile Moskova’da görüşürken* Orenburg Kızıl Ordu tarafından işgal edilmiş ve Başkurdistan’ın özerkliğine son verilmiştir. Zeki Velidi Togan ve diğer Başkurt yöneticilerinin özerkliği yeniden tesis etme çabaları sonuç vermemiş ve 23 Mart 1919’da Başkurdistan toprakları üzerinde Federal Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin lk federe birimi olan Başkurdistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur. Sovyetler Birliği dağılıncaya kadar Başkurdistan’ın sınırları ve statüsü değişmemiş* Sovyetler Birliği’nin 1990 yılında dağılması ile Başkurdistan egemenliğini ilân etmiştir.

İdil-Ural Bölgesinin Rusya Federasyonuna bağlı üç Türk cumhuriyetinden biri olan Başkurdistan ve Rusya Federasyonu arasındaki ilişkiler* gün geçtikçe bağımsızlık ilanına doğru gitmektedir.

(Başkurdistan gençler ittifakının sembolü bozkurt)
 

(Başkurdistan gençler bayramında süvariler)



Başkurt adı; bazı görüşlere göre İran efsanelerinde geçen Kurt-baş kavmine* bazılarına göre Bozkurt sözcüğüne dayandırılmaktadır. Bu adın Başkurt Türkleri arasında Başkort olarak söylenmesinden hareketle bu sözcüğü baş + kor + t yani baş kabileler olarak açıklayanlar da bulunmaktadır.

2000 sayımlarına göre nüfusu 4.120.000’i aşan Başkurdistan’da Başkurtların toplam nüfusu da 1.550.000’i bulmuştur. Son yıllarda iç göçler sebebiyle Başkurdistan’daki Rus ve Tatar nüfusu azalmıştır ancak hâlen Başkurtlar kendi cumhuriyetlerinde Ruslar ve Tatarlar’ın ardından üçüncü sırada bulunmaktadırlar


Batı Trakya ve Yunanistan Türkleri





Nüfus : 120.000

Bulundukları başlıca şehirler : Dedeağaç* Gümülcine* İskeçe


Bölgedeki Türk toplulukları : Oğuz Türkleri* Onogur-Bulgar * Peçenek* Uz* Kuman-Kıpçak Türkleri


Siyasi ve idari konumları :



Azınlık hukukuna tabi olup* bulun- duklan ülkenin idari yapısına uymaktadırlar . Batı Trakya bir coğrafi bölgenin adıdır ve bugün Yunanistan’ın siyasi sınırları
içinde yer almaktadır. Bölge idari açıdan Dedeağaç* Gümülcine* iskeçe olmak üzere üçe ayrılmıştır. Doğusunda Meriç Nehri ile Türkiye'ye ; kuzeyinde Rodop Dağları ile Bulgaristan'a sınır olan Batı Trakya'nın güneyinde Ege Denizi bulunurken batıda da Karasu Nehri ile Kavala iline sınırdaştır.

TARİHÇE


Balkanlardaki Türk varlığı milattan önceki yıllara kadar uzanmaktadır.
Balkanlardaki Türk kültürel varlığı iki koldan gerçekleşen kitlevi göçler sonu- cunda oluşmuştur. Kuzeyden Onogur- Bulgar* Peçenek* Uz* Kuman-Kıpçak göçleri* güneyden de Oğuz Türklerinin göçleri ve yerleşmeleriyle Balkanlar
Türkleşmeye başlamış* 14 ve 15. yy'da ise tamamen Türk kültürünün hakim
olduğu bir bölge haline gelmiştir. Daha sonra Balkanlardan med-cezir hareketi gibi bir çekilme söz konusu olmuş* dünyadaki değişmeler* gelişmeler* kuzey- deki Slav kültürünün gelişmesi ve buradan gelen baskı ve çatışma * politik mücadeleler ve büyük bir sömürge imparatorluğu kurmuş olan İngiltere'nin baskıları altında kalma sonucunda Balkan Savaşı'na kadar Osmanlılar adım
adım çekilerek bugünkü Türkiye sınırlarına gerilemiştir. 1912-1913 yıllarından sonraki gelişmelerle de son sınırlar çizilmiştir. Buna rağmen bölgedeki Türk
kültür varlığı hem Oğuz* hem Kıpçak Türklerinin varlığıyla devam etmektedir. Tabii bunların bir kısmı Türkiye üzerinden göçerek Balkanlarda iskan edilen
BİLECİK-PAZARYERİ-GÜNYURDU
 

OSMANLI  DEVLET
ARMASI

www.osmanli700.gen.tr
AÇIK GÖRÜŞ..


İSTANBUL BİLECİKLİLER DERNEĞİ
www.bil-der.com

DÜĞÜNLERİMİZ
 
DÜĞÜN TARİHLERİMİZ

 

SÜNNET
Emirhan ÇOLAK- 
Veli ÇOLAK'ın     torunu--    Emin Çolak'ın oğlu
23.08.2008 Cumartesi kına gecesi
24.08.2008 Pazar mevlüt-yemek 13:00-17:00
YER; Mimar Sinan Mah.
 0008 sok. No: 48
Osmangazi/Gebze/KOCAELİ
TEL:
0 262 744 17 29
GSM: 0 535 663 13 03

SÜNNET
Alperen GÜNAY-
Yılmaz   Günay'ın   oğlu 30.08.2008 Cumartesi 
saat: 19:00
YER; DUDUZAR TESİSLERİ
PENDİK

NİŞAN
Nuray KAYA & Uğur BAYDI
Fehmi-Kadriye KAYA'nın kızı
11.10.2008 : 19-23 arası NİŞAN
Adres: Başkent Düğün Salonu

Esenyalı/ PENDİK

DÜĞÜN TARİHLERİNİZİ
KAYIT ETMEK İÇİN TIKLAYIN

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER KİTAPLARI İÇİN TIKLAYIN
      www.hasan-kayihan.com

Logo Kanal Avrupa
HER HAFTA
PAZARTESİ  : 18.30 (E) /19.30  (TR) 
PAZAR         :  10.00 (E) /10.00 (TR)
 
UYANMAK

DUYURULAR
 
 
ASKERLERİMİZ
OSMAN BAKIR
MURAT KOÇ
AYKUT ÖZBEK
MEHMETAKKAŞ HAYIRLI TEZKERELER

KALBİMİZ SİZLERLE...      


 

 

 
HABER
 
E-DEVLET
 

::TC Kimlik No
::Vergi Kimlik No
::SSK Hizmet Dökümü
::İnternet Vergi Dairesi
::Motorlu Taşıtlar Vergisi
::Telefon Rehberi
::ÖSYM Sınav Sonuçları
::KPSS Sonuçları
::KPDS Sonuçları
::Diğer Sınav Sonuçları
::ÖSYM Sınav Takvimi
::Milli Eğitim Bakanlığı
::Üniversiteler
::Sağlık Bakanlığı
::Emekli Sandığı
::Ssk
::Adalet Bakanlığı
::Emniyet Genel Müdürlüğü
::Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
::Bakanlıklar
::Valilikler
::Belediyeler
::Kaymakamlıklar
::Silahlı Kuvvetler
::Sivil Toplum
::Elçilik - Konsolosluklar
::Avrupa Birliği
::K.K.T.C.
::Turizm
::Son Depremler

 
Bugün 18 ziyaretçi (24 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol