Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de açıkça belirtilmesine rağmen kutsiyetinden ve geleneksel çizgisinden çıkartılarak özgürlük,siyasi simge derken porno grafik bir simgeye dönüştürülen başörtüsü ve onun savunucuları ile Milli mücadelemizi,aydınlanma devrimlerimizi bugün her birimizi 85 yıl önce Padişahın kulu olmaktan Devletinin vatandaşı yapan Cumhuriyetimizi velhasıl herşeyimizi Türk Milleti ekseninden çıkartıp sadece Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk çizgisine oturtanların artık saçmalama yarışına soktukları Türban tartışmaları sürerken T.B.M.M.'de sesiz sedasız bir VAKAIFLAR YASA TASARISI hazırlanıyor.
Daha önceden çıkartılamaya çalışılan fakat önceki Cumhurbşkanımızın ısrarla meclise iade ettiği bu yasanın ilk 27 maddesi Vakıfları diğer maddeleride Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün görev ve hizmetlerini düzenliyor.
Görünüşte meclisin rutin çalışmalarından biri gibi gözüken bu yasanın çıkmasını başta A.B. olmak üzere A.B.D. ısrarla istiyor.
Türbanla gözümüzü bağlayarak,sessiz sedasız çıkartılmaya çalışılan bu yasa bakın neler getiriyor.
-Medeni kanunun kabulüyle lağvedilen daha önce kurulmuş vakıfları medeni kanuna göre kurulmuş vakıflarla aynı statüye getiriyor.
-Statüsü eşitlenen bu vakıflara (Azınlık Vakıfları
yurtiçinde ve dışında sınırsız örgütlenme ve bağış alma özgürlüğü getiriliyor.
-Uluslarası kuruluş ve vakıflardan sınırsız yardım alabilen ve yine sınırsız yardım yapabilen bu vakıflar ŞİRKET'de kurabiliyor.
-Bugün için Rum ortadoks,Ermeni ve Yahudilere ait 161 adet olan azınlık vakıflarında bu yasa ile yabancılarda görev alabiliyor ve yine ülkemizde azınlık statüsüne sahip olanlar diledikleri kadar yeni vakıf kurabildikleri gibi Yabancılarda vakıf kurabiliyor ve tüm bu vakıflar şube temsilcilik,şirket,şirket şubeleri v.s. adı altında ülkemizin heryerinde rahatça örgütlenebiliyor.
- Hukuki bünyeleri birbirinden farklı ve farklılıklarını koruyarak aynı statütüye getirilen eski yeni tüm vakıflar ve bundan sonra kurulacak vakıflarda sermaye sınırlaması ile mal edinme amaçlarının belirtilmesi şartı kaldırılıyor içerden ve dışardan aldıkları sınırsız yardımlarla ve şirketleri aracılığıyla kazandıkları paraları diledikleri gibi kullana bildikleri gibi bu malların başka amaçlar için kullanılabilmesi için'de vakıflar arası mal değişimine imkan veriliyor.
- bu vakıfların malları çıkacak kanun ile hazledilemiyor kamulaştırılamıyor sadece yöneticilerin mahkeme kararıyla görevden alınabiliyor
peki A.B ve A.B.D bunu istiyor peki orda bu işler nasıl oluyor? kısaca özetlemek gerekirse tam tersi oluyor yani her ülke kendi menfaatleri nasıl emrediyorsa ona göre yasasını çıkartıyor ve uyguluyor
örneğin; yunanistanda 07.02.2007'de kabul edilen vakıflar yasası ile batı trakyadaki müslüman Türk azınlık yok sayılarak kendi vakıflarından yönetici olamaları bile yasaklandı yani yunanistan Lozan antlaşmasını yok saydı diplomatik bir dille bunu ifade edersek Lozan antlaşmasını çiğnedi
yürürlükte bulunan mevcut vakıflar yasasında yapılan tadilatlarla bu vakıflara mal mülk edinme hakkı zaten verilmişti ve elindeki asasıyla bir insanın giyebileceği en süslü kıyafetlerle zaman zaman ekranlarda,orda burda arz-ı endam eden benim şımbıllı barto diye kendi kendime isim taktığım Eyüp'teki Fener rum patrikhanesi baş papazı Barthalemeos başta olmak üzere bu vakıflar Devletimizden 2500 üzerinde gayrimenkulu kendilerine iadadesini istedi papanın ziyareti idi, bir kısım insanımıza Ermeni olma şerefine nail eden Hrant Dink'in öldürülmesiyle vs. gündemlerle gözlerden kaçırılan bu durumun ülkemize maliyeti vakıflar genel müdürlüğünün verilerine göre yüzelli tirilyon ytl.
Bizim şımbıllı bartonun iadesini istediği gayrimenkullerin 297 adedinin İstanbul'un surları içinde olduğunu belirtmeme bilmem gerek varmı?
Bu yasanın çıkmasıyla bu gayrimenkullerin iadesinin önünde ülkemiz sathı mahallinde artık hiç bir hukuki engelde kalmıyor
Ülkemizin heryerinde rahatça örgütlene bilecek bu vakıflar ile (kontrolü mümkün olmayacağı için)ülkemiz din savaşları alanı yapılmak isteniyor desem hükümetin bu yasaya karşı çıkanları şizofrenlikle suçladığı gibi sizlerde beni şizofrenlikle suçlarmısınız
Peki ülkemiz yavaş yavaş işgal ediliyor ve bunuda bize yaptırıyorlar yani Türk milletini dizlerinin üzerine çökertip teslim alıyorlar desem beni halen şizofren olmakla suçlamazmısınız
Ozaman sizde benim gibi Şeyh Edebalı'nın Osman beye vasiyetindeki ATIN İYİSİNE DOĞRU YİĞİDİN İYİSİNE DELİ DERLER cümlesine yürekten katılanlardansınız ve iyiki varsınız
Yok hükümet gibi düşünenlerdenseniz size sadece hayırlısı olsun diyor ve Cemal Sürreyya'nın aşağıdaki dizelerini hediye ediyorum.
Selam Size büyük durumlar,doruk anlar
Dağ görgüsü kazanır Ağrı'yı bir kez görsede kişi
Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği
Okyonusu beş dakkika seyretmekle kavrar.
saygılarımla esen kalın...03.03.2008
HAKAN KAVAK