kenan (Ziyaretçi)
| | Yıllardan beri süregelen Ertuğrul Gazi’yi Anma Günü ve Söğüt Şenlikleri, Türkiye’nin dört bir yanından gelen yörüklerin katılımıyla gerçekleşen, yörük kültürünün devamını sağlamak maksatlı bir gündür. Bu gün, aynı zamanda , kendi köyünün çadırında, kendi insanlarıyla tanışıp,kaynaşmak isteyen kişiler içinde bulunmaz bir fırsat olarak görülmektedir.Fakat, geçtiğimiz yaz başımdan geçen olaydan sonra üzülerek söylemeliyim ki, bu durum Bakraz Köyü’nün insanları için geçerli değildir.
Tüm hafta sonuna yayılan şenliklerin son gününde, İstanbul’dan gelen ve tesadüfen karşılaştığım iki arkadaşımla(Ayhan AŞİNA ve halasının oğlu İsmail KAYA) kendi köyümüzün çadırına gittik. Kültürümüzün vazgeçilmezlerinden olan gözlemeyle kahvaltı etmeyi planlıyorduk. Çadırımızın önünde gözleme yapan kadınlardan birine bu isteğimizi ilettiğimizde ise aldığımız cevap, önünde yaklaşık 8-10 tane gözleme olmasına rağmen, yeterli sayıda gözleme olmadığı ve her birimize gözleme veremeyeceğiydi. Yaşları 20-22 arasında değişen biz üç gence karnımızı doyurmamız için 1 adet gözleme layık görülmüştür. Daha sonra gittiğimiz Dutluca Köyü çadırında gördüğümüz muamele kendi çadırımızınkinin aksine insancaydı. Buradaki kişiler yabancı olmamıza rağmen bizi rahat ettirebilmek için ellerinden geleni yapmışlardır.Çadırlarından ayrılırken şifalı pilav yemek için geri dönmemizi söylemeyi de ihmal etmemişlerdir.
Sabahki yaşadığımız olayı sineye çekip, şifalı pilavdan yemek için çadırımıza geri döndüğümüzde manzarada bir değişiklik yoktu. Üç genç, İstanbul’dan gelirken yanımızda tabak,çanak getirmediğimiz için pilav alamıyor, kabaca geri çevriliyorduk.Neyse ki bu sorunu da Adem BURGAZ’ın bizi sofrasına davet etmesiyle çözmüş olduk.
Benim, büyüklerimin bana öğrettiğine göre bizim kültürümüzde yardım isteyen insan geri çevrilmez, aç insanın karnı doyurulur. Hatta bunu yaparken karşındakini kırmamak adına önceden teklif etmek esastır. Buradan anlayacağınız, orada güya kültürümüzü yansıtmak ve devam ettirmek için bulunan kişiler, aslında kültürümüzden bir parça olsun nasiplenememiş insanlardır. Buradaki mesele iki lokma gözleme, iki kaşık pilav meselesi değildir. Buradaki mesele, kültürünü tanımak isteyen biz gençlere gösterilen muameledir, hevesinin kırılmasıdır.
Yaşadığım olaydan anlaşılıyor ki, bu işi kültürüne yürekten bağlı, çıkar peşinde koşmayan insanlar yapmalıdır. Zira şenliklerin başladığı cuma gününden itibaren orada bulunmuş biri olarak gördüm ki, diğer çadırlar devamlı bir hareket içindeyken bizim çadırımızda adeta in cin top oynuyordu. Köyün temsilcisi konumundaki muhtar bile ancak pazar sabahı çadır etrafında görülmüştür. Bu bağlamda başta dernek yöneticileri olmak üzere herkese iş düşmektedir.Eğer kültürümüzü yaşatmak istiyorsak herkes elini taşın altına sokmalıdır, herkes maddi, manevi üstüne düşeni yapmalıdır. Maksat gözleme yemek değil, maksat iki tatlı söz, bir yudum muhabbettir. Bunu da yapamayacaksak eğer oraya çadır açıp da hem kalabalık etmenin hem de belediyeye ekonomik açıdan artı bir çadır masrafı ettirmenin bir anlamı yoktur. Umarım bu çağrım gerekli ilgiyi uyandırır ve köyümüz eskiden olduğu gibi hak ettiği saygıyı kazanır.
Kenan GÜL
|
faruk--sahin@hotmail.com (Ziyaretçi)
| |
Kenan Kardeşim
Bence orada bulunan 3,5 bayanda degil ,Oraya gelmeyen hamurun bir başından tutmayan bizlerde suç 2 Sene evvel yaşadıklarımı bende senin gibi aynı sitemle yazdım istersen orayı bir oku ama bak burada 2 kişi olduk bence rahatsızlıklarımızı anlatalım ve bunun nasıl olacağını çözüm yollarınıda önerelim Geçenlerde bir Büyüğüm sizler oranın asıl sahiplerisiniz bizde yörüğüz ama siz oranın cefasını çektiniz dedi önümüzdeki ğünlerde köy derneğimizde bunları enine boyuna tartışacağız senide oraya bekliyoruz hatta sadece seni degil senin ğetirebileceğin akrabalarınıda biz beraber olursak bunları aşarız Allaha ement olunuz.
|