Bu benim babam,
Küçük boyu, ayağında çarığı, yarım terek şapkasıyla
Bu benim babam hiç yanından ayırmadığı zurnasıyla
Nice yiğitler diz çöktü önünde zurnasının sesiyle
Nice sevdalılar kavuştu nefesinden çıkan nameleriyle
Bu benim babam,
Zurnasının havasıyla efelerin zeybek oynadığı
Cevizin yaprağı diyerek seysanalar tutulduğu
Gelin almak için at arabalarının koşulduğu
Yörük köyü bakrazımın zurnacısıydı babam
Bu benim babam,
Yazacağım çok şey var onun hakkında
Kimseyi kırmadı, kırılmadı yaşamında
O hep zurnasına anlatırdı derdini acısını
Boğazım düğümleniyor resmine baktıkca
Bu benim babam
O genç yaşta eşini kaybetti ben çocuk yaşta annemi kaybettim
O acılarıyla zurnasına sarıldı ,ben göz yaşlarımla ona sarıldım
Ne o, ne de ben acılarımızı ve dertlerimizi kimseyle paylaşmadık
Baktıkça resmine o günleri hatırlar göz yaşlarımı içime akıtırım.
Bu benim babam
Siz bakmayın boyunun küçük olduğuna mangal gibi yürek vardır onda
Altı tane vatan evladı yetiştirdi, ondokuz tane torun bıraktı bu dünyada
Dünyanın derdini,acıların cümlesini birlikte yaşadık kimseler bilmese de
Baba,Peygambere komşu ol,mekanın cennet olsun yattığın mezarında
İmdat BATUN
|